Lefkoşa Kıbrıs adasının orta yerinde, Kıbrıs Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başkenti. Kıbrıs’ın en kalabalık kenti ve en önemli kültür, sanayi, ticaret ve ulaşım merkezidir.
Şehir, Yeşil Hat diye sunduğu sınırlarla ikiye bölünür. İki kesim Birleşmiş Milletler Barış Gücü idaresindeki bir Ara Bölge ile ayrıldı. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası ile Lefkoşa Türk Belediyesi’ne yasal statüsündedir.
Tarihçe
Osmanlı döneminde inşa edilen Büyük Han, adadaki en büyük handır.
Lefkoşa’nın bulunduğu yerdeki ilk yerleşim Neolitik Çağ’da yönetiliyor. İlk yerleşim tarihi yaklaşık olarak MÖ 3000-4000’dir. MÖ 1050’de veya MÖ 7. yüzyılda bölgede “Ledra” adlı bir kent kuruldu. Buşehir adadaki diğer şehir krallıklarının arasında önemli bir yere aittir. Arkeolojik kazılar sırasında MÖ 4. yüzyılda yazılan ve Ledra’da Afrodit’e adanmış bir tapınağın varlığını gösteren, geleneksel bir yazıt rejimidir. MÖ 330 civarlarında küçük bir köy olacak kadar küçülmüştür. Bu kent depremlerinden dolayı yıkılınca, MÖ 200 yılında I. Ptolemaios Soter’in oğlu Leucus, bugün Lefkoşa olan şehri kurdu.
Şehrin önemi Bizans döneminin sonlarında artmaya başladı. 7. yüzyılda Arap akınları sırasında adanın başkenti oldu.
1191 yılında I. Richard’ın eline geçti. Tapınak Şövalyeleri’nin adayı satın alıp alıp egemenlikleri kurduğu dönemde adanın başkentiydi. Şehirde 11 Nisan 1192 günü bir isyan çıktı. Şövalyeler bu ayaklanmayı bir katliamla bastırdı ve daha sonra adayı terk etti.
Luzinyanlar yardımcısı satın aldı ve Lefkoşa başkentliğini sürdürdü. Lüzinyanlar döneminde pek çok yeni yapı inşa etti. Venedikliler döneminde bunların çoğunu yıkarak sur alanını genişletti. Bu dönemde Lüzinyanların şehrini surlar da inşa etti. Bu surlar düzeni bir beşgen şeklindeydi. Daha önce şehirde surlar mevcuttu. İlk surları kral I. Henry 1211’de iki kule ile birlikte inşa ettirdi, I. Peter üçüncü bir kule inşa ettirdi ve II. Henry şehri tamamen surlar içine aldı. Şehir bu dönemde oldukça zengin bir hale geldi. Lefkoşa adadaki dört piskoposluktan tespit edildi. 1212 yılında başpiskoposluk merkezi de oldu. Bu dönemde Rumlar ve Latinler arasında yaşananlar ve 1313 ve 1360 yıllarında şehirdeki kanlı günlerde ortaya çıktı.
Lefkoşa tarihi boyunca pek çok deprem tarafından hasara uğramıştır. 1222 Kıbrıs depremi şehirde şiddetli biçimde hissedildi ve büyük zarara yol açtı. Kasım 1330’da şehirde bir felaket meydana geldi ve üç kişi hayatını kaybetti. Bunların yanı sıra, şehir 1373’te Cenevizliler ve 1426’de Memlüklüler tarafından büyük hasara uğradı.
26 Şubat 1489’da tüm adayla birlikte Lefkoşa da Venedik Cumhuriyeti hakimiyetine girdi. Osmanlı’nın adayını bulmasından hemen önce, Venedikliler surları denetledi ve fazla miktarda zayıf bilgi birikimi buldu. Lefkoşa surlarına göre yapılan yeni planlara sekiz milden üç mil indirildi. Bu sırada yeni surların dışında kalan tüm binalar yıkıldı. Kanlıdere’nin güzergâhı bir iddiaya göre Venedikliler tarafından değiştirilmiştir. Bir diğer iddiaya göre derenin menzilini dağıtmak Osmanlılar şehrinden satıcıdan kurtulmak için bunu yapmışlardır.
Osmanlılar tarafından Kıbrıs’ın fethi süreci, Lefkoşa’da üçüncü büyük yerleşimdi.
22 Temmuz 1570 günü Piyale Paşa ve ordusu Lefkoşa’yı almak için harekete geçti. 25 Temmuz günü Lefkoşa kuşatıldı. Venediklilerin Osmanlıların kaleyi teslim etmemesi kabul etmemesi nedeniyle 27 Temmuz günü kalmaya başladı. Surların çok sağlam olması, Lefkoşa’nın düşmesini sağlıyordu. 9 Eylül 1570 tarihinde kopup sökerken yeni bir hücum başlatıldı [42] ve 20 binden fazla olan birlikler Lefkoşa’yı fethetti.
Osmanlı döneminde Türklerin Kıbrıs’a dahil olduğu tüm adaya olduğu gibi Lefkoşa’ya da Türklerin tutulabileceğine 1572’de başlandı. Şehrin sıradan ticari erbabı olmayan Rumlar şehrin dışındaki mahallelere yerleştirilip yerlerine Türkler konulmuştur. Bu dönemde yapılan bir sayıma göre şehrin 31 tane mahallesi vardı.
Lefkoşa, Osmanlı döneminde ilk olarak “Dağ Kazası” adındaki bir kazanın merkezi olarak Kıbrıs Eyaleti’nin başkentliğini yaptı, daha sonra bir sancak oldu. Osmanlı döneminde St. Sophia Katedrali gibi büyük kiliseler camiye çevrildi. Lefkoşa – Larnaka yolu yapıldı. Şehrin kapıları gün doğumunda açılıp gün batımında kapatılmaktaydı. Vali, Kadı, Mütercim Tercüman ve Rum Başpiskopsu Lefkoşa’da ikamet ediyordu. 1741’deki büyük bir deprem sonucu Selimiye Camiin bir minaresi yıkıldı ve tekrar yapılmak zorunda kaldı. 1764’te ve 1821’de şehirde isyanlar yaşandı.
12 Temmuz 1878 tarihinde adanın geriye kalanı ile birlikte Lefkoşa’da Birleşik Krallık hakimiyetine girdi. Britanyalı birlikler şehre Girne Kapısı’ndan girmiş ve Baf Kapısı’nın yanındaki Değirmen Burcu’na ilk Britanya bayrağını çekmişlerdir. 1882 yılında Lefkoşa Belediyesi kuruldu. Birleşik Krallık hakimiyetinde Lefkoşa surların dışında bir büyüme kaydetti. 1930-1945 aralığında Ortaköy, Strovolos, Büyük Kaymaklı, Küçük Kaymaklı gibi köyler şehir ile birleşmeye başladı, Yenişehir gibi bölgelere ilk yerleşim yapıldı. 1 Ocak 1944 günü Ayii Omoloyitadhes belediye sınırlarına dahil oldu. Şehrin dışına ulaşımı sağlayabilmek için 1879’da Baf Kapısı’nın, 1931’de Girne Kapısı’nın ve 1945’te Mağusa Kapısı’nın yan taraflarındaki surlar kesildi. 1905 yılında Büyük Kaymaklı’da bir tren istasyonu inşa edildi ve Lefkoşa’ya tren seferlerine başlandı, bu uygulama 1955 yılında sona erdi. 1912’de şehre ilk elektrik geldi. Yine aynı yıl gazyağıyla çalışan sokak lambaları elektrikle çalışanlarla değiştirildi. Britanya hakimiyetinde kanalizasyon şebekesi temizlendi ve yollar onarıldı. 17 Ekim 1947 günü şehre enerji sağlayan elektrik santralinde meydana gelen bir patlama sonucu şehir 116 gün elektriksiz kaldı.
1895 yılında Lefkoşa’nın Tahtakale bölgesinde Rumların Türklere saldırıları oldu.[64][65] 1931’de Rumlar Britanya hakimiyetine karşı isyan etti ve hükûmet binasını yaktı.[66] 1955’te kurulan EOKA Birleşik Krallık egemenliğine karşı şehirdeki kamu binalarına ve radyo istasyonuna saldırdı.[65]
16 Ağustos 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Temsilciler Meclisi o gece Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı çekildi ve adadaki Britanya hakimiyeti sona erdi. 1960 anayasasının 173. maddesi gereği Adada bir Rum (Lefkoşa -Rum- Belediyesi) ve bir Türk (Lefkoşa Türk Belediyesi) belediyesi kuruldu. 20-21 Aralık 1963 gecesi “Kanlı Noel” olarak bilinen olaylar başladı. Lefkoşa’nın Tahtakale arabalarına açılan ateş sonucu Zeki Halil ve Cemaliye Emirali öldürüldü. 23-30 arasında Küçük Kaymaklı kuşatma” alındı. 23-24 Ocak gecesi Kumsal bölgesinde 11 kişi öldürüldü, Kumsal Baskını olarak anılan olayda Türk binbaşı Nihat İlhan’ın ailesi öldürüldü. Kanlıdere bölgesinde Türklere karşı saldırı düzenlendi. Olaylar sonucu 30 Aralık 1963 günü Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık hükümetleri toplandı. Bu bölünmenin sonucu Yeşil Hat olarak bilinen ve şehrin Türk ve Rum kesimlerine bölünen sınır çizildi. Bu sınırın “Yeşil Hat” olarak anılmasının sebebi, çizgi haritası üzerinde çizilen Birleşmiş Milletler üyelerinin kaleminin yeşil renk olmasıdır. Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit’in emriyle 1974 yılında Kıbrıs Harekâtı ile şehirdeki kopyalar kesinleşti.
2003 yılında Kermiya Sınır Kapısı, 2008 yılında ise Lokmacı Kapısı açıldı.
